İSTANBUL BAHÇELİEVLER İLÇE MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜMÜZ SAYIN EMİN ÇIKRIKÇI´NIN 15 TEMMUZ DEMOKRASİ VE ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ MESAJI

15 TEMMUZ DEMOKRASİ ŞEHİTLERİMİZİ RAHMET VE MİNNETLE ANIYORUZ
İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜMÜZ SAYIN EMİN ÇIKRIKÇI´NIN 15 TEMMUZ DEMOKRASİ VE ŞEHİTLERİ ANMA GÜNÜ MESAJI

 BİZ BU VATAN İÇİN 1071 YILINDAN BERİ NÖBETTEYİZ.


Bir millet için, destanlar dönüm noktasıdır.
Ve birer milattır.
15 Temmuz Destanı; hainlerin darbesine karşı milletin darbesiyle karşılık verilerek yazılan bir destandır.
15 Temmuz destanı 21.Yüzyılın en önemli destanıdır.

Birşeyleri göze almazsanız başarıyı yakalayamazsınız.
Risk almadan hiç bir hedefe ulaşamazsınız.

Bizim milletimizi ayakta tutan önemli destanlarımız vardır. 15 Temmuz destanı milletimiz tarafından yazılan son destan olmuştur.

1-1071 Malazgirt Destanı
Anadolu kapılarının bizleri açıldığı tarih.

Malazgirt Savaşı, 26 Ağustos 1071’de Muş’ta bulunan Malazgirt ovasında meydana gelmiş, Selçuklu Sultanı Alparslan ve Doğu Roma İmparatoru Romen Diyojen arasında gerçekleşmiş, Anadolunun Türk’lere yeni yurt olmasını sağlamış olan meydan savaşıdır. 

Selçuklu Sultanı, Sultan Alparslan, asker sayısı çok çok az olmasına rağmen ordusunun önüne geçerek:

“ Ey yiğitlerim..! Burada Allahü tealadan başka bir sultan yoktur. Emir ve kader O’nun elindedir. Bu sebeple benimle birlikte cihad etmekte veya benden ayrılmakta serbestsiniz. “

“Kahraman askerlerim...! Şayet Şehit olursam bu beyaz elbise kefenim olsun."

Diyerek son konuşmasını yapmış ve askerlerine hedefi göstermiştir.

Konuşma sonrası tekbirlerle harekete geçen Alparslan ordusu kısa süre içerisinde Romen Diyojen´in ordusunu bozguna uğratmış ve Romen Diyojeni esir almıştır.

Malazgirt Destanı 100.000(yüz bin) kişilik Doğu Roma Ordusuna karşılık, 40.000(kırk bin) kişilik Selçuklu Sultanı Alparslan´ın kazandığı bir destandır.

Malazgirt inanmışlığın, kararlılığın ve birlikteliğin adıdır.
Sayınız az olabilir, hedefleriniz aynı ise, tek vücut olmuşsanız, odak noktanız aynı ise, sayınız az da olsa karşınızda hiç bir güç sizi durduramaz.
Malazgirt böyle bir savaş ve böyle bir destandır.
Malazgirt bir milat ve bizim için bir dönüm noktasıdır.

2-1453 Fetih Destanı 
(İstanbul´un Fethi)

Bir tarafta her türlü fitne ve fesadın tezgahlandığı Bizans, bir tarafta kabuğuna sığmayan heyecan dolu, genç padişah Fatih Sultan Mehmet ve onun dinamik genç devleti Osmanlı.

"Hedefleriniz güçlü ve tam inanmışsanız karşınızda hiç bir güç duramaz."

Onlarca kez kuşatılmasına rağmen yıkılamayan zorlu İstanbul Surları, genç padişah Fatih Sultan Mehmet ve onun askerleri karşısında toz duman olmuştur.

Atını denize doğru sürüp "Ey Bizans ya sen beni alırsın, yada ben seni" diyerek meydan okuyan genç padişah, zihnindeki bütün engelleri ortadan kaldırarak adımlarını atmıştır. En son olabilecek ihtimallere odaklanmıştır. O da şehadettir. Ya sen bana teslim olursun. Yada ben sana ikinci bir ihtimal bırakmamıştır. Bu inanç ona İstanbul’un fethini nasip etmiştir.

Sabah namazı sonrası İstanbul Surları önünde askerlerine son konuşmasını yaparken, 

Tek hedef gösteriyor ve tek müjde veriyordu, surlar ve şehadet.

"Kahramanlarım, yiğitlerim, yürekli cengaverlerim....! Evini, çocuklarını, işini, malını, düşünenler geride kalabilirler, hatta dönüp evlerine gidebilirler. 
Artık bu yoldan dönüş yoktur, gazanız mübarek olsun" diyerek son konuşmasını bitirdiğinde,
hep bir ağızdan söylenen "Allahü Ekber" nidaları, İstanbul semalarından İstanbul´a girerek adeta fetihten önce İstanbul´u feth etmiştir.

Getirilen bu tekbir nidaları; sarayında oturan Bizan İmparatorunu sarayında titretmiştir.

Fitne yuvasını yıkan, Haçlıların beynini dağıtan Fatih Sultan Mehmet Han, hem Peygamberimizin övgüsüne mazhar olmuş hem de bir çağı kapatarak yeni bir çağı açmıştır. 
İstanbul´un Fethi de bir dönüm noktası ve bizim için milattır.

3-Çanakkale Destanı
(18 Mart 1915)
Ölüm kalım savaşı, varoluş mücadelesi, sonucunda ya varsınız, ya da yoksunuz.

Hasta adam diye itham edilen Osmanlı´ya son darbeyi vurmak ve artık yeryüzünden silmek için batının olanca güçleriyle saldırdıkları bir savaştır.

Ya esir olup teslim olacak, esaret altında yaşayacaksınız, ya da kazanıp başınız dik halde hem bu toprakları koruyacak ve bu topraklarda yaşamaya devam edeceksiniz.

Dünyanın en güçlü devletleri ve onların en güçlü donanmalarıyla saldırılan Çanakkale onlara mezar olmuştur.
Çanakkale bir varoluş mücadelesidir.
Bu topraklarda yaşayan Türk´ü, Kürdü, Arabı, Gürcüsü, Lazı, Çerkezi ve Osmanlı toplumunu oluşturan bütün bireyler, el birliği ile, ölüm yada kalım mücadelesi veren atalarımız, yüz binlerce şehit vererek, düşmanlara bu topraklara giriş iznini vermemiştir.
Çanakkale Destanı 20.Yüzyılın en önemli savaşı ve en önemli destanıdır.
Bizim için bir dönüm noktası ve bir milattır.

4-15 Temmuz Destanı
(15 Temmuz 2016)
21.Yüzyılın En Önemli Destanı.
15 Temmuz bir dönüm noktası ve yeni bir kurtuluş destanının adıdır.

Bu destan yine bu millete ve bu topraklara nasip olmuştur.

1071 Malazgirt destanının, 1453 Fetih(İstanbul’un Fethi) Destanının, 1915 Çanakkale Destanının öcünü, Kurtuluş Savaşında yedikleri son tokadın öcünü almak isteyen Haçlı zihniyeti, şer odakları ve bu toprakları bizlere çok gören hain yapılar, hâla bu emellerinden vazgeçmiş değillerdir.

Bizler bu topraklarda yaşadığımız ve var olduğumuz sürece, onların önünde diz çökmediğimiz ve onlara kul köle olmadığımız sürece, onların bu emelleri devam edecektir.

15 Temmuz darbe girişimi; bu toprakları ele geçirmeye çalışanların şimdiye kadar yapmadıkları ve uygulamadıkları bir yolu deneyerek, içimizdeki hainleri kullanarak denedikleri bir yol olmuştur.

Bu ülkenin kendi öz kaynaklarını kullanarak, bu ülkenin suyunu içerek, ekmeğini yiyerek büyütüp besledikleri hainleri kullanmışlardır.

Bu ülkenin ve milletin tarihinde görülmemiş,  hayal dahi edilemeyen bir hainliği yaptırarak, kendi anne babasına, kendi kardeşine, kendi komşusuna, kendi polisine, kendi halkına kurşun sıktırmışlardır.

Bu hainler; bu milletin kendi silahıyla, kendi uçağıyla, kendi  helikopteri ve kendi tankıyla, sokaktaki insanları taramış ve Türkiye Büyük Millet Meclisi bombalanmıştır.

Bu millet, tarihinin hiçbir döneminde böyle bir alçaklığı not etmemiştir. 

Yapılan bu hainliğe karşı,
Devlet Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan; Tıpkı Sultan Alparslan’ın, Fatih Sultan Mehmet Han’ın, Çanakkale savaşında Cevat Paşa, Mustafa Kemal Atatürk ve diğer komutanların, askerlerine yaptığı konuşmayı yaparcasına, “Biz kefenimizi giyerek yola çıktık, biriniz, ikiniz, üçünüz değil, Ey FETÖ’cüler, PKK’lılar, DEAŞ’lılar, içimizdeki ve dışımızdaki bütün hainler ve bütün şer odakları, topunuz gelin. Biz milletimize güveniyoruz, biz Allahın gücü ve Milletimizin gücü üzerinde başka bir güç tanımıyoruz” diyerek, bizi içimizden vuran hainlere karşı, milletimizi, sokaklara, havaalanlarına ve meydanlara davet ederek yeni bir kurtuluş mücadelesini başlatmıştır.

Bu çağrıyı alır almaz, sokakları, meydanları ve havaalanlarını dolduran milletimiz, iradeleri ellerinden alınan ve kendilerini bir dolara satan, silahlı veya silahsız hainlere gereken dersi vermiştir.
Üzerlerine yağan kurşunlara, üzerlerine yağan bombalara, üzerlerine sürülen tank ve panzerlere aldırış etmeden, Mehmet Akif ERSOY´un İstiklal Marşımızda;
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va´dettigi günler Hakk´ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

dizeleriyle söylediği gibi; göğüsler siper edilerek, her şeyi göze alarak, yeni kurtuluş mücadelesi içerisinde yer alan milletimiz, 249 Şehit vererek, Unutulmayacak bir destan, 15 TEMMUZ DESTANI’nı yazmıştır.

Milletimiz; 15 Temmuz Destanıyla tüm dünyaya bir kez daha M.Akif Ersoy’un şu dizeleriyle haykırarak;
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Hürriyetine ve istiklaline dokunulmamasını, dokunulursa gereken dersin verileceğini tüm dünyaya bir kez daha ilan etmiştir.

Bu büyük mücadelede, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın televizyonlarda telefon ekranındaki görüntüsüyle yaptığı çağrı, Milletimizin, sokakları meydanları ve havaalanlarını doldurması, Zekai Aksakallı Paşa’nın Ömer Halis Demir’e verdiği emir, Ömer Halis Demir’in hain Semih Terzi’yi vurması, komşularını eşinin kamyon kasasına doldurup, kendisi de direksiyona geçerek kamyonla taksim meydanına çıkan Şerife anne, tankların önüne yatan ve sıkılan kurşunlara karşı koşarak giden kahramanlar, burada artık ölüm var geriye dönüş yok, rabbimizin huzuruna abdestli olarak gidelim diyerek süs havuzlarında abdest alan yiğitler, asla unutulmayacaktır.

Biz Anadolu topraklarında 1071 Malazgirt Destanı’ndan beri nöbetteyiz. Tüm şer odakları ve hainler artık şunu bilmelidir ki, bizim bu topraklarda ki  nöbetimiz, ilelebet kıyamete kadar devam edecektir.
Malazgirt, İstanbul’un fethi, Çanakkale ve Kurtuluş savaşından bugüne bu toprakları bizlere vatan yapan bütün şehitlerimize rahmet diliyorum.

15 Temmuz mücadelesinin 1.Yıl dönümünde,  şehit olan 249 şehidimizi rahmet ve minnetle anıyor, gazilerimize sağlık, sıhhat ve afiyet diliyor ve bu büyük destanı yazan milletimizin önünde saygıyla eğiliyorum.     

Emin ÇIKRIKÇI 
İlçe Milli Eğitim Müdürü

 

14-07-2017  14-07-2017

14-07-2017  14-07-2017

14-07-2017  14-07-2017

14-07-2017  14-07-2017

14-07-2017  14-07-2017

14-07-2017  

Şirinevler Mahallesi Barbaros Caddesi No11/4 Hükümet Konağı Kaymakamlık Kat 4 Bahçelievler / İSTANBUL - 0212 442 25 41 0212 442 25 42

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.