İSTANBUL BAHÇELİEVLER İLÇE MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜMÜZ SAYIN EMİN ÇIKRIKÇI´NIN "15 TEMMUZ DEMOKRASİ VE MİLLİ BİRLİK GÜNÜ" MESAJI.

MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜMÜZ SAYIN EMİN ÇIKRIKÇI´NIN

15 TEMMUZ DESTANI

15 Temmuz bir dönüm noktası ve yeni bir kurtuluş destanıdır.

 

Bir millet düşünün ki; Vatanını korumak için her şeyini feda eden. 7´den 70´e bizi yok etmeden vatanımızı elimizden alamazsınız diyebilen.

 

Milletleri millet ve devletleri devlet yapan değerler vardır.

Bayrak, din, tarih, kültür, örf, adet ve toprak, bir devletin en önemli değerleridir.

 

Bu değerlerimizi korumak için,

15 Temmuz günü, konaklarda yaşayan zenginler, gecekondularda yaşayan garibanlar, sınıfta öğrenim gören öğrenciler, okullardan öğretmenler ve üniversitelerimizden profesörler, mahalleden anneler, fabrikadan işçiler, işveren  patronlar, 15 yaşında çocuklar, 70 yaşında dedeler, tek bacağı olmayan vatan sevdalısı yiğit vatanseverler, evlilik hazırlığı yapan genç kızlar ve gençler, aynı gaye için sokağa çıktılar ve aynı gaye için mücadele ederek vatanlarını korudular. Vatanları ve değerleri için canlarını ortaya koyarak birlikte şehit yada gazi oldular.

 

Millet böyle olunur ve vatan böyle korunur.

 

O akşam sokakları dolduran milyonlar, bizim başka gidebilecek bir vatanımız yoktur düşüncesiyle sokaklara dökülmüş ve vatanını korumuştur.

 

Söz konusu vatansa, milletimiz tarihin her sayfasında neler yapabileceğini göstermiştir.

 

Her ferdi şehit torunu olan bir millet, her şeyi göze alan bir millettir. 15 Temmuz akşamı başkomutanın milletine yaptığı "Ölümüne, ölümüne" çağrısı asla unutulmayacaktır.

 

Bir tarihçi derki;

"Türkler mülteci olarak başka ülkelere göç etmeyen dünyadaki tek millettir. Türkler savaş çıkarsa ya toprağında can verir ya da yeni bir devlet kurar."

 

15 Temmuz bir kez daha göstermiştir ki, bu millet vatansız yaşayamaz, bu millet boyunduruk altında ve esaret altında kalamaz. Bu millet ya savaşarak şehit olur, ya devletini korur, ya da yeni devletini kurar. Başka bir milletin bayrağı altında değil, yine kendi bayrağı altında yaşar.

 

Biz hepimiz aynı bayrak altında yaşıyoruz. Konaklarda yaşayan iş adamının, gecekondularda yaşayan garibanların, sınıftaki öğrencilerin, üniversitelerdeki profesörlerin, fabrika da çalışan işçilerin, işveren patronların, bu vatanı koruyan emniyet güçlerinin, meclisteki milletvekillerinin, tarladaki çiftçilerin üzerindeki bayrak aynı bayraktır. Hepimizin üzerinde aynı bayrak dalgalanmaktadır.

 

15 Temmuz dünya tarihine altın harflerle yazılan önemli bir destandır. Bu unutulmaz destan milletimiz tarafından yazılmıştır. Böylesi bir destan yine bu millete ve bu topraklara nasip olmuştur.

 

Dünya tarihinde, tanklara yumruk atan, helikopterlere ve uçaklara kafa tutarak taş atan, yağmur gibi yağan kurşunlara karşı göğsünü siper eden başka bir millet yoktur. Tarih bunu 15 Temmuz akşamı not etmiştir.

 

Yanlarında, göğüslerindeki imandan ve vatan sevgisinden başka bir şey bulunmayan milletimiz, 15 Temmuz akşamı uçaklara, tanklara, yağmur gibi yağan kurşunlara karşı, ölümüne direnmiş ve unutulmaz 15 Temmuz destanını yazmıştır.

 

Bizler bu coğrafyada ve bu topraklarda yaşadığımız ve var olduğumuz sürece, bu topraklarda gözü olanlar bu emellerinden asla vaz geçmeyecektir. Bizler onların önünde diz çökmediğimiz sürece bu mücadele hep devam edecektir.

 

15 Temmuz darbe girişimi; bu ülkenin ve bu milletin tarihinde görülmemiş,  hayal dahi edilemeyen bir hainlikle, kendi anne babasına, kendi kardeşine, kendi komşusuna, kendi polisine, kendi halkına kurşun sıktırılarak yapılmıştır.

 

Darbe girişiminde bulunan hainler; bu milletin kendi silahıyla, kendi uçağıyla, kendi  helikopteri ve kendi tankıyla, sokaktaki insanları taramış ve Türkiye Büyük Millet Meclisini bombalamıştır.

 

Bu millet, tarihinin hiçbir döneminde böyle bir alçaklığı not etmemiştir. 

 

Yapılan bu hainliğe karşı,

Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip ERDOĞAN;

Tıpkı Sultan Alparslan'ın, Fatih Sultan Mehmet Han'ın, Çanakkale savaşında Cevap Paşa, Mustafa Kemal Atatürk ve diğer komutanların, askerlerine yaptığı konuşmayı yaparcasına, "Biz kefenimizi giyerek yola çıktık, biriniz, ikiniz, üçünüz değil, ey Fatöcüler, ey Pkklılar, ey Deaşlılar, içimizdeki ve dışımızdaki tüm hainler ve şer odakları, topunuz gelin"

"Biz milletimize güveniyoruz, biz Allah'ın gücü ve Milletimizin gücü üzerinde başka bir güç tanımıyoruz" diyerek, bizi içimizden vuran hainlere karşı, milletimizi, sokaklara, havaalanlarına ve meydanlara davet ederek yeni bir kurtuluş mücadelesini başlatmıştır. 

 

Bu çağrıyı alır almaz, sokakları, meydanları ve havaalanlarını dolduran milletimiz, iradeleri ellerinden alınan ve kendilerini bir dolara satan, silahlı veya silahsız hainlere karşı gerekli mücadeleyi vermiştir.

 

Üzerlerine yağan kurşunlara, üzerlerine yağan bombalara, üzerlerine sürülen tank ve panzerlere aldırış etmeden, Mehmet Akif ERSOY´un İstiklal Marşımızda;

 

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.  

Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.  

Doğacaktır sana va´dettigi günler Hakk´ın...  

Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

 

dizelerinde söylediği gibi; göğüsler siper edilerek, her şey göze alınarak, yeni kurtuluş mücadelesi içerisinde yer alan milletimiz, 251 Şehit vererek, Unutulmayacak bir destan, 15 TEMMUZ DESTANI'nı yazmıştır.

 

Milletimiz; 15 Temmuz Destanıyla tüm dünyaya bir kez daha M.Akif Ersoy'un şu dizeleriyle haykırarak;

 

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.  

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! 

Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.  

Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

 

Hürriyetine ve istiklaline dokunulmamasını, dokunulursa gerekenin yapılacağını tüm dünyaya bir kez daha göstermiştir.

 

Bizler bu büyük mücadele de;

 

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan´ın, 15 Temmuz akşamı televizyon kanallarına bağlanarak, "Tüm milletimizi illerimizin meydanlarına davet ediyorum, havaalanlarına davet ediyorum, milletçe meydanlarda toplanalım, toplarıyla, tanklarıyla gelsinler ve ne yapacaklarsa yapsınlar. Ben şimdiye kadar, halkın üzerinde bir güç tanımadım" diyerek milletinizi sokaklara ve meydanlara yaptığı davetini unutmayacağız.

 

"Bak Ömer, sana, vatanımız ve milletimiz adına tarihi bir görev veriyorum. Konu vatandır. Tuğgeneral Semih Terzi vatan hainidir, isyancıdır. Onu, karargâha girmeden öldür! Bunun sonunda şehadet var. Biliyorsun seninle 20 yıllık beraberliğimiz var. Hakkını helal et" Diyerek, özel kuvvetler komutanlığını ele geçirmeye çalışan Semih Terzi´yi vurma emrini Ömer Halisdemir´e veren Özel Kuvvetler komutanı Zekai Aksakallı paşayı, unutmayacağız.

 

Ömer Halis Demir´in, sonu ölüme varan emir üzerine vakur bir sesle Zekai Paşa´ya hitaben, "Baş üstüne komutanım, konu vatansa can feda, hakkım helal olsun. Siz de helal edin" diyerek, tek kurşunla, hain Semih Terzi´yi alnından vurarak öldüren, kendisi de şehit olan, Ömer Halis Demir´i unutmayacağız.

 

Komşularını eşinin kamyon kasasına doldurup, kendisi de direksiyona geçerek kamyonla taksim meydanına çıkan Şerife anneyi unutmayacağız.

 

Tankların önüne yatan ve sıkılan kurşunlara karşı koşarak giden kahramanları, burada artık ölüm var geriye dönüş yok, rabbimizin huzuruna abdestli olarak gidelim diyerek süs havuzlarında abdest alan yiğitleri asla unutmayacağız.

 

Daha 16 yaşında bu vatan için canını feda eden, şehidimiz, öğrencimiz, Şehit Mahir Ayabak´ı unutmayacağız.

 

Malını, işini, makamını ve çocuklarını geride bırakarak, bu vatan elden giderse bize yaşamak zuldür, diyerek şehit olan, şehidimiz, Şehit Mehmet Karaaslan´ı unutmayacağız.

 

Gözü dönmüş hainlerin niyetleri ortaya çıktığında, ihanetleri anlaşıldığında, Ankara´da uçakların kalkışına engel olmak düşüncesiyle, "VATAN İÇİN FEDA OLSUN" diyerek, binlerce hektarlık arazisini ateşe verip, ekinlerini yakan ve gökyüzünde siyah dumanlar oluşturarak uçakların kalkışını engelleyen Ankaralı kahraman çiftçimizi unutmayacağız.

 

Bir bacağı olmadığı halde, bizim dünyada başka bir vatanımız yoktur diyerek, koltuk değneği ile sokağa fırlayan kahramanları unutmayacağız.

 

Yediden yetmişe, bir ve tek vücut olup, hainlere ve bütün şer odaklarına karşı 21.Yüzyılın en önemli destanını yazan, bu milleti unutmayacağız.

 

Bu vatanın ekmeğini yiyerek, suyunu içerek, havasını soluyarak yetişen, ancak bu vatana ihanet eden, hainlik yapan hainleri, iş birlikçilerini, onlara destek olan şer odaklarını asla ve asla unutmayacağız.

 

Biz Anadolu topraklarında 1071 Malazgirt Destanı'ndan beri nöbetteyiz. Tüm şer odakları ve hainler artık bilmelidir ki, bizim bu topraklarda ki  nöbetimiz, ilelebet kıyamete kadar devam edecektir.

 

Malazgirt, İstanbul'un fethi, Çanakkale, Kurtuluş savaşı ve 15 Temmuz'dan bugüne bu toprakları bizlere vatan yapan bütün şehitlerimize rahmet diliyorum.

 

15 Temmuz Destanının 3. yıl dönümünde,  şehit olan 251 şehidimizi rahmet ve minnetle anıyor, gazilerimize sağlık, sıhhat ve afiyet diliyorum. Bu büyük destanı yazan milletimizin önünde saygıyla eğiliyorum.

 

       Emin ÇIKRIKÇI

İlçe Milli Eğitim Müdürü

Şirinevler Mahallesi Barbaros Caddesi No11/4 Hükümet Konağı Kaymakamlık Kat 4 Bahçelievler / İSTANBUL - 0212 442 25 41 0212 442 25 42

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.